Bir sene önce 1. dereceden memur olan anne veya babanız aracılığıyla sahip olduğunuz yeşil pasaport sayesinde elinizi kolunuzu sallayarak girdiğiniz bir çok ülkeye bir sene sonra artık Türkiye’nin en büyük şirketlerinden birinde iyi bir pozisyonda çalışıyor ve anne ve babanızın maaşları toplamının 3 katı kadar maaş alıyor olsanız bile girememek, girmek için vize denilen bir naneye ihtiyaç duymanız ve bunu alabilmek için adamlara bağırsaklarınıza kadar herşeyinizi göstermeniz ve yalvarmanız gerekmesi ne kadar acıklı bir durumdur.
Ayrıca dandik bi otelden dandik bir rezervasyon yaptırdığınız zaman size hiçbir şey sormayan bu vize insancıklarının, gideceğiniz ülkedeki Türk konsolosluğundan kapı gibi davet mektubunuz olmasına rağmen, sizi davet eden kişinin bilmem kaç aylık maaş bordrosu, oturma izni, evlilik cüzdanına kadar bin tane bezdirici belge istemesi de ayrıca absürd bir durumdur.
Tabi tüm bunlar devletlerdeki kuralları karşılıklı uygulama bürokrosisi gereğidir. Eğer onların zavallı vatandaşları Türkiye'ye gelip uçaktan indikten sonra 15 dakika kadar sırada bekleyerek ve 100 Euro vererek vize almak zorundalarsa, onlar da türk vatandaşlarından vize istemek ve bu vizeyi bir ton para karşılığında ve bin türlü çileli testten geçirerek vermek hakkına sahiptir.
Ne de olsa Türkiye Avrupa Birliği üyesi değildir ve her türlü 2. sınıf muameleye müstehaktır!
13 Haziran 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder